İnsan maddi ve manevi tarafını da geliştirerek dengeye ulaşır. Denge tüm ezoterik öğretilerde yaşamın temeli olarak görülmüştür. Tüm kadim uygarlıklarda denge yaşamın temeli olup işleyiş şekli açıklanmıştır. Yaşamda aranılan denge insanı akışa alan bir dengedir. Yaşamda sürekli bir hareket , dönüşüm, değişim ve gelişim vardır. Gelişim ise olgunlaşmayı ve olma halini getirir. Bilmek ,yapmak ve olmak insanın tecrübe ile ulaştığı son noktadır.
Dengenin en yaygın bilinen simgelerinden biri olan yin-yang, karşıtlığın dengesini gösterir. Yin yang, binlerce yıldır dünya coğrafyasının çok geniş bir kısmını kapsayan, doğa ve evrendeki her şeyin karşıtlık ilişkileri içinde yürüdüğünü ve her şeyin dengede olduğunu anlatan bir simgedir. Eril- dişil, aydınlık-karanlık, siyah –beyaz, … Bunların hepsi birbirini “tanımlayan” ve “tamamlayan” unsurlardır ve biri olmadan diğerinin bir anlamı da değeri de yoktur. Gelişim ancak her iki yönde birden sağlanır. Her insanın kendine yönelik yolculuğunda kendi karanlık ve gelişmesi gereken tarafları ile de karşılaşması ve bunları kendi ışığı ile dengeye getirmesi gerekir.
Hayatta her şey kademe kademe ilerler. Ani çıkışlar, muhakkak ani inişleri getirmektedir. Bu yüzden ruhsal gelişim de dengeyle beraber adım adım temkinli ilerleyişi kapsamaktadır. Tasavvuftaki 7 nefs aşaması, mayalardaki 7 ruhsal gelişim, Reiki’deki 3 aşama, kelt rahipliğindeki üç sınıf hep bu basamaklı gelişim sürecini ifade eder. Gelişimini sağlamış bir birey olmak hazımlı bir gelişimin sonucudur.
Çakralar enerji akışının bedenimizde ki kanallarının merkezleridir. 7 ana çakranın enerji akışının düzgünlüğü ruhsal ve bedensel durumumuzu belirler. Bu nedenle enerji kanallarımızda tıkalı olan çakraların temizlenmesi de büyük önem taşır. Tüm çakralar eşit şekilde ve aynı önemde temizlenmelidir.
Eğer çakralarda ki temizleme ve geliştirme dengeli yapılmazsa ruhsal ve bedensel olarak dengesiz bir sistem oluşur. Burada düzenleyici sistem ile bedenin ve ruhun dengesi önemlidir. Örneğin kalp çakrası sevginin , solar pleksus ise gücün ve egonun çakrası olarak bilinir. Eğer solar pleksus fazla gelişir ve eş zamanlı kalp çakrası az gelişir ise birey egosu yüksek, acımasız ve kibirli bir kişiye dönüşür. Bu şekilde çakraların dengesiz gelişmesi birçok sorunu da beraberinde getirebilir. Bu yüzden hepsinin dengeli bir şekilde temizlenmesi ve geliştirilmesi ruhsal gelişim için çok önemlidir.
İnsan davranışlarında olgunlaşmayı sağlayan üç öge vardır bunlar kişinin bilgisi, yüreği ve emeği ile bir bütün oluşturmasıdır. Bilgi ve yüreğimizi sezgi harekete geçirir ancak emek aksiyona geçirip olmayı sağlar.
Kişinin kendini ve diğer insanları keşfetmesi ancak kendisine dönmesi ile mümkündür. Keşfi başarılı kılan iyi bir pusulanın olmasıdır. Pusula ise sezgimizdir ve eğer bedendeki enerji kanallarımızda bir tıkanıklık olursa sezgide de daralma ve sığlaşma yaşanır.
İç sesi dinlemek kendini keşfetmek doğru ve uygun olana yönelmemizi sağlar. Reiki iç sesimizi duymamız, kendimize dönüp mevcut tıkanıklıkları aşmamız için önemlidir
Aura, canlıların bedenlerinden yayılan ışınımla oluşan ve üst üste geçmiş kuşaklar halinde yayılan elektromanyetik alandır. Aura okumak yada aurayı balansa getirebilmek için ise aurayı hissedebilmek gerekir. .
Aura “yaşam enerjisi olarak adlandırılan bir tür enerjinin organizmalardan insan gözünün göremediği bir frekans düzeyinde titreşen ışınlar tarzında yayılmasıyla oluşur”.
Aura, eflüv ve psişik radyasyon terimlerinin sık sık karıştırıldığı görülür. Bu üç terim arasındaki ilişki şöyle açıklanır:
Renkli haleler ve ışımalar halinde görülen aura üç kısımdan oluşmaktadır :
Aura nasıl dengeye getirilir?
